“Örümcek, işini dokumacıya benzer şekilde gördüğü gibi, arı da peteğini yapmada pek çok mimarı utandırır. Ne var ki, en kötü mimarı en iyi arı’dan ayıran şey, mimarın yapısını gerçekte kurmadan önce, onu hayalinde kurabilmesidir.”
Karl Marx
*
Bir hekim olarak depremde de işçi ölümlerinin maalesef katlanarak devam ettiğini, ülkemiz için çok çok önemli bir Koruyucu Hekimlik Sorunu olan “İş Sağlığı ve Güvenliği Konusunun” ne hallere geldiğini yazmamak, farkındalık oluşturmamak doğru olmazdı.
*
İş ve İşçi Sağlığı Meclisi(İSİG) tarafından yayınlanan raporda; tam olarak kaç kişinin öldüğü ve isimleri bu aşamada belirtilmemiştir. İskenderun Devlet Hastanesi’nde şu ana kadar “10 Sağlık Emekçisinin” kimliğinin tespit edilebildiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ise “4 İşçinin kimlik bilgisine” ulaşılırken, İSİG diğer yandan gece vardiyasında çalışan otel, lokanta, belediye, oto tamir vb. tüm işçilere dair neredeyse hiçbir bilginin olmadığını açıklamış bulunmaktadır. İSİG’in belirleyebildiği kadarıyla eğitim faaliyetleri kapsamında Adıyaman’da Arsemas Hotel'de kalan 32 kimya işçisi ve İsias Hotel’de kalan 31 turist rehberi hayatlarını kaybetmiş bulunmaktadır.
*
Yine geçici görevlendirme ile gelen farklı mesleklerden hayatını kaybeden sağlık emekçilerinin olduğunu biliyoruz. Şu ana kadar İSİG depremde iş cinayeti kapsamında “97 emekçiyi “tespit edebimiş bulunmaktadır. Kahramanmaraş’ta hasarlı bir metal fabrikasında patronun görevlendirmesiyle “Tencere-Tabak paketlerini çıkaran İşçilerin” üzerine kolon ve kirişler çökmüş, bir işçi hayatını kaybederken dört işçi de yaralanmıştır.
*
125 Sayılı Devlet Memurları hakkında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile “Kısa Çalışma Ödeneği ve Nakdi Ücret Desteği” düzenlemeleri getirilmiş olup, İş Kanunu’nun 25. maddesi 2. bendindeki, devamsızlık dahil olarak ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler yasak kapsamı dışında bırakılmıştır.
*
Pandemi süresince fesih yasağına aykırılık halinde işçinin ücretinin ve tüm sosyal haklarının patron tarafından ödeneceği, işe iadeye ilişkin sürecin fesih yasağı sonrasında başlayacağı, bu sürenin çalışılmasa da kıdemden sayılacağı, açıkça ve belirgin olarak düzenlenmeliydi. Oysa mevcut düzenlemeye göre patron fesih yasağına aykırılık durumunda sadece idari para cezası ödeyerek işin içinden sıyrılmış olacaktır.
*
Bölgeye desteğe giden herkesin bir çeşit iş güvencesine alınması gerekirdi. Maalesef Buda olmamıştır. Zaten bu durum patrondan yana olan bu yapılanmada olabilir miydi?
İSİG’in bildirdiğine göre Ocak’ta en az 119, Şubat’ta ise yine en az 182 iş cinayeti işlenmiş olup, tüm uyarılara, yazılanlara ve ikazlara rağmen hiçbir önlem veya önlemler alınmadığını görüyoruz. Adeta işçiye “ölürsen öl, sırada binlerce çalışacak insan var, kendi önlemini kendin al” denmiştir.
YAZIK Kİ NE YAZIK!..
Sözümüzü İhsan Öztürk’ten alınma güzel bir Sivas türküsü sözleri ile bitirelim. Hedefimiz tüm çalışanların “Ayağına Potin Giymiş, Şımarık, Egosu yüksek, Taşeron Sermaye Sahiplerine” karşı örgütlü mücadelesidir.
Hacel'Obasını Engin Mi Sandın
Ayağında Potin Zengin Mi Sandın
Her Olur Olmazı Dengin Mi Sandın
Dr. Mustafa Torun
Sevgilerimle…