Uşak Ayakkabıcılar Çarşısı’nda mütevazı bir dükkânda, dört kuşaktır ayakta tutulan bir mesleğin izleri saklı. Çimen Ailesi'nin 150 yıla yaklaşan ayakkabıcılık yolculuğu, köy köy dolaşarak tamirat yapan bir dedeyle başlamış, nesiller boyunca değişen dünyaya rağmen süregelmiş. Bugün bu mesleği sürdüren isimse, ailenin dördüncü kuşak temsilcisi Mustafa Çimen.
“Babamın dedesinden bana kaldı bu meslek,” diyor 53 yaşındaki Mustafa Çimen. "Ben 10 yaşımda başladım, 43 yıldır da bu mesleğin içindeyim. Belki de bizden sonra bu dükkânı açık tutacak kimse kalmayacak."
At Sırtında Başlayan Bir Hikâye
Aile mesleğinin temelleri, Mustafa Çimen’in büyük dedesi Hacı Ali Çimen tarafından atılmış. Hacı Ali, dönemin zor şartlarında ayakkabı tamirciliğini sırtlayarak Ulubey, Eşme ve Karahallı’nın köylerini at sırtında dolaşarak ayakkabı tamiri yapar, aynı zamanda yaptığı işleri satarmış. Köylere götürdüğü ayakkabıları sadece tamir etmekle kalmaz, aynı zamanda pazarlarda yeni modelleri de satarmış. Hayatının sonuna kadar bu mesleği sürdürmüş.
“Ben sekiz yaşındayken vefat etti. Yaklaşık 85 yaşındaydı,” diye anlatıyor Mustafa Çimen. “Onun hikâyeleriyle büyüdük. Bugün bu işi yaparken onun izlerini taşıyorum.”
Pazarı Takip Eden Bir Esnaf Kültürü
Hacı Ali’nin oğlu, yani Mustafa Çimen’in dedesi ise tamirciliğe fazla girmemiş. Daha çok ticareti tercih etmiş. At sırtında köy pazarlarını dolaşır, yeni çıkan ayakkabıları satarmış. Onun da meslek aşkı, oğluna yani Mustafa Çimen’in babasına geçmiş. Bu zincir böylece devam etmiş.
Mustafa Çimen'in babası bugün 78 yaşında. Hâlâ ayakta, hâlâ dükkânda. "Babamla birlikte çalışıyoruz," diyor Mustafa Çimen, gözleri gururla parlayarak. "O hâlâ ayakkabı dükkânı ile ilgilenir. Bu meslek onun yaşamı oldu. Ben de onun yanında büyüdüm."
Çarşının Kalbinde Üç Kuşaktır
Çimen ailesinin dükkânı, Uşak Ayakkabıcılar Çarşısı’nda yer alıyor. “Biz üç kuşaktır burada esnaflık yapıyoruz,” diyor Mustafa Çimen. Aynı sokakta, aynı dükkânda, değişen zamanlara ve alışveriş alışkanlıklarına rağmen ayakta kalmaya çalışıyorlar.
Ancak her şey eski gibi değil artık. Çimen, gelecek konusunda endişeli: “Benden sonra bu işi sürdürecek biri olmayabilir. Gençler artık bu işi yapmak istemiyor. Zor bir meslek. Hem fiziksel olarak yorucu, hem de ekonomik olarak çok getirisi kalmadı.”
Meslek Aşkıyla Geçen Bir Ömür
43 yıldır dükkânın tozunu yutan, deriyle uğraşan, ayağa giyilecek her şeye emeğini katan Mustafa Çimen için ayakkabıcılık sadece bir meslek değil, bir yaşam biçimi. O, büyük dedesinden kalan bu mirası hem ustalıkla hem de gönülden sahiplenmiş.
“Meslek kutsaldır,” diyor. “Bizim ailemizin alın teri bu dükkânın her yerine sinmiş. Belki bir gün kapanacak ama biz son güne kadar buradayız.”
