Bu iki isim, bugüne kadar on başarılı belgesel çekimine imza atarak, Uşak’ın gün yüzüne çıkmamış tarihi güzelliklerini belgeselleri aracılığıyla tanıtıyorlar. Yaptıkları bu çalışmaların en dikkat çekici yönü ise tamamen gönüllülük esasıyla yürütülmesi. Hiçbir maddi beklenti gütmeden, sadece Uşak’a olan sevgileri ve şehrin kültürel mirasını koruma tutkuları onları bu yolda motive ediyor.
Cengiz Doğan, yıllardır Uşak’ın en ücra köylerini dahi karış karış gezerek, şehrin tarihini ve kültürel mirasını araştırıyor. Onun bu çalışmaları, Uşak’ın bugüne kadar bilinmeyen veya göz ardı edilen tarihi yapılarını ve hikayelerini ortaya çıkarıyor. Doğan, bu süreçte keşfettiği her yeni tarihi unsuru belgeleyerek, Uşak’ın hem Türkiye’de hem de uluslararası alanda hak ettiği değeri görmesi için çalışıyor. Doğan, bu çalışmalarla ilgili olarak, "Yıllardır Uşak’ın her köşesini gezip tarihini araştırıyorum. Amacım, bu şehrin zengin tarihini gün yüzüne çıkarmak ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak. Bu belgesel çalışmaları, Uşak’ın turizmine katkıda bulunacak önemli bir adım," diyor. Alp Arslan Dur ise yönetmenliğini üstlendiği belgesellerde sanatsal bir bakış açısı sunuyor. Aynı zamanda fotoğrafçı kimliğiyle Uşak’ın doğal ve tarihi güzelliklerini en çarpıcı biçimde kayda geçiriyor. Dur, belgesellerin sadece bilgi aktarmakla kalmadığını, aynı zamanda izleyiciyi büyüleyen bir görsel şölen sunduğunu belirtiyor. Bu çalışmalarla Uşak’ın tanıtımına katkı sağlamanın kendisi için büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu dile getiriyor.
Belgesel ekibi, bugüne kadar yaptıkları çekimlerle şehrin birçok saklı köşesini gözler önüne serdi. Uşak’ın tarihi köylerinden eski taş binalarına, antik kalıntılarından doğal güzelliklerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bu belgeseller, hem yerel halkın hem de turistlerin ilgisini çekiyor. Aynı zamanda, bu belgeseller sayesinde Uşak’ın turizm potansiyeli de giderek daha fazla insan tarafından fark ediliyor. Cengiz Doğan ve Alp Arslan Dur, Uşak’ın tanıtımı konusunda bitmeyen bir enerjiyle çalışmaya devam edeceklerini belirtiyor. "Bu şehri seviyoruz ve onun güzelliklerini dünyaya tanıtmak istiyoruz. Belgesel çekimlerimize ara vermeden devam edeceğiz. Çünkü Uşak’ın keşfedilecek daha çok hikayesi var," diyen Doğan, bundan sonraki projelerinde daha geniş kitlelere ulaşmayı hedeflediklerini de sözlerine ekliyor. Bu iki Uşak sevdalısının çabaları, sadece şehri tanıtmakla kalmıyor, aynı zamanda Uşak’ın kültürel mirasının korunmasına ve yaşatılmasına da büyük katkı sağlıyor. Her biri büyük bir özveri ve sevgiyle çekilen bu belgeseller, Uşak’ın geçmişini geleceğe taşırken, aynı zamanda yerel halkın da kendi tarihine sahip çıkmasına ilham veriyor. Doğan ve Dur’un bu önemli çalışmaları, Uşak’ın tarihini daha fazla kişiye ulaştırarak şehrin kültürel zenginliğini daha da görünür kılmayı amaçlıyor. Şehrin her köşesinde yeni hikayeler ve güzellikler keşfetmeye devam eden bu ekip, Uşak’ın tarihi ve kültürel mirasını tüm dünya ile paylaşmaya kararlı.