Hiroşima’da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
(Nazım Hikmet)
Geleceğimiz olan çocuklarımız ülkemizde varolan gerici, baskıcı ve bir avuç varsıldan yana, “Dışarıya Göbekten Bağımlı Taşeron Sistem” yüzünden, göz göre göre yozlaşarak yok oluyorlar. Yazık ki ne yazık!…
Mutluluk üzerine benden yazı istenince; bir hekim olarak çocuklarımız suç bataklığının içinde amiyane tabirle debelenirken, nasıl mutlu olabiliriz diye kendi kendime sordum. Belki çok güzel öyküler yazabiliriz. Abidin Dino’ya Nazım Hikmet’in “Bana mutluluğun resmini yapabilir misin?” demesi gibi….
Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK; “Çocuk Suçlarına” dair verileri kamuoyuna açıkladı. TÜİK’in verilerine göre 2021 yılına oranla 2022’de, yüzde 20,5 oranında “Çocuk Suçlarında” artış yaşanıp, 601 bin 754 olduğu görülüyor. Bu olaylarda çocukların 259 bin 106'sı mağdur olarak, 206 bin 853'ü suça sürüklenme, 100 bin 490'ı bilgisine başvurma amacıyla, 16 bin 499'u kayıp olması sebebiyle, 12 bin 684'ü kabahat işlediği iddiasıyla, 6 bin 122'si ise bunların dışında kalan diğer nedenlerden dolayı güvenlik birimlerine gelmiş veya getirilmiştir.
Güvenlik birimine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olayların 206 bin 853'ü suça sürüklenme nedeni ile gerçekleşmiştir. Bu çocukların %37,8'ine yaralama, %25,2'sine hırsızlık, %4,5'ine uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak, %4,2'sine pasaport kanununa muhalefet suçu, %4,1'ine ise tehdit suçları isnat edilmiştir.
Güvenlik birimlerine mağdur olarak gelen 259 bin 106 çocuğun %89,8'ini suç mağduru, %10,1'ini takibi gereken olay mağduru çocuklar oluşturmuştur. Güvenlik birimlerine suç mağduru olarak gelen veya getirilen 232 bin 739 çocuğun %58,5'i yaralama, %13,7'si cinsel suçlar, %8,7'si aile düzenine karşı suçlar, %4,8'i tehdit, %14,3'ü bunların dışında kalan diğer nedenlerden dolayı mağdur olduğu belirtilmiştir.
Sağlığı ruhsal, toplumsal ve fiziksel olarak iyilik durumu olarak Topluk Hekimliği derslerinde öğrenmiştik. Geleceğimiz olan çocuklarımızın iyi olmadığı bir iklimde sözün ve yazının anlamını yitirdiği bir ortamdayız dersem abartmış olmam herhalde!
Bu iklimde nasıl mutlu olabiliriz?
Azıcık vicdanı olan birisinin bu ortamda az da olsa bireysel mutluluğu olabilir mi?
Sözlerimi yine Ustamız Nazım Hikmet Ran’ın güzel bir şiiri ile bitirelim.
•Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
•oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında
dünyayı çocuklara verelim
Sevgilerimle…
Dr. Mustafa Torun
