“Belki sıkıca sarılabileceğimiz bir sevgilimiz olmadı. Belki yalnızız. Ama bilinsin ki adam gibi sevdiğimizdendir yalnızlığımız.” Aziz Nesin
Türkiye yaklaşık üç hafta sonra kritik bir seçime gidecek. Bu seçimin geride bıraktığımız seçimlerden çok daha farklı bir seçim olacağı kesin.
*
Bu seçimle “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılına Girmek Üzere Olduğumuz” bir dönemde gerçekleşmesinin yanı sıra, özellikle siyasi partilerde de büyük kırılmalara, büyük yol ayrımlarına da yol açacak gibi görünüyor.
*
Türkiye’de uzunca bir süre tartışılan cumhurbaşkanı adayı kimler olacak sorusu, listelerin nasıl şekilleneceği, kimlerin liste dışı kalacağı veya kimlerin listelere gireceği soruları yanıtlarını bulmuşken, en az onlar kadar önemli olan bir diğer husus ise şüphesiz seçim güvenliğidir.
*
Seçimde siyasi partilerin sandık güvenliğini nasıl sağlayacağı, veri akışlarının partilere nasıl olacağı büyük bir merak konusu iken, geçmiş dönemlerde birbirinden farklı olaylara da imza atıldığını unutmayalım. “2014’de Gerçekleşen Belediyeler Seçiminlerinde, Özellikle Ankara’da “ dönemin AKP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı seçilememek üzereyken; başkentin genelinde elektrik kesintileri yaşanmış, okullarda birçok sorun ortaya çıkmış ve seçimi kazandığını YSK açıklamıştı. Bunu asla unutmayıp, gevşemeyelim!
*
Aynı seçim döneminde dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ankara’da yapılan elektrik kesintilerine karşı yaptığı açıklamada; “Espri yapmıyorum, Trafoya Kedi Girdi. Bu ilk kez yaşanmadı. Bunu seçime bağlamak yanlıştır.”diyerek, tepkilere neden olmuştu.
*
Aradan geçen yıllardan sonra, yani 2017 yılında gerçekleşen Anayasa Referandumunda; Yüksek Seçim Kurulu oy sayımlarının sürdüğü sırada, mühürsüz oyların da geçerli sayılabileceğini açıklaması hem o dönemde hem sonrasında hem de bugün dahi konuşulan konuların arasında yer almaya devam etmiş, insanlarda vicdani yara oluşturmuştur.
*
2017 referandumunun yanı sıra 2019 yılında yapılan Yerel Yönetimler Seçimlerinde; seçmenler sandıklarda ilin ve ilçenin belediye başkanları, il ve ilçe meclislerini ve muhtarlık seçimlerinde kullandıkları oyları tek bir zarfta birleştirdiler.
*
İstanbul seçimlerinde farklı bir durum yaşandı. CHP ile İYİ Parti’nin ortak adayı olan Ekrem İmamoğlu’nun seçim sonuçlarına göre önde olması, seçimi kazanmış olması sonrasında mazbata süreci uzatılmış, bunun sonucunda da seçimde hile yapıldı iddiasıyla seçimin yenilenmesine karar verilmiştir.
Ancak normal şartlar altında seçmenler beş farklı oy kullandıkları seçimde bu sefer sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi için oy kullanacaklardı. Yani hile sadece büyükşehir belediye başkanı seçiminde vardı. Hatta AKP’nin Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı “Hiçbir Şey Olmadıysa Bile Kesinlikle Bir şeyler Oldu” sözüyle Türk Siyasi Yaşamına Altın Harflerle geçtiğini burada vurgulayalım. Gelde Avrupa kıskanmasın bizi!
*
Gelinen süreçte daha fazla olay belirtmekte mümkün. Ama önemli olan geçmişi anımsatıp hayıflanmak, kızmak yerine ders alıp, ilerlemek ve yapılması gerekeni yapmak yani herkesin taşın altına elini koyarak sandığı sahiplenmesi, seçim aktivisti gibi çalışması en doğru olanıdır.
*
Seçim sürecinde Sandık Güvenliği kadar önemli olan bir diğer nokta ise “Oy Verme Eylemidir.” Oy vermek basit gibi görülebilir ama o basit işlem hepimizin geleceğidir.
*
Toplum olarak seçimlerde sandıklara en fazla giden ülkelerden birisiyiz. Bu oldukça önemli bir adım olup, geleceğimize dair verdiğimiz karardır. Sadece bizi değil, daha dünyaya gelmemiş çocukları dahi etkilemektedir. O yüzden her ne kadar sandığa katılım önemli olsa da, sandık başında hangi adayın ve partisinin en doğru seçenek olduğunu nasıl saptayacağız? Bu sorunun yanıtı ayrı bir yazının konusu olsa da, kısaca bu seçim yaşamsal olduğundan, demokrasiye geçmek için muhalefetin ortak Cumhurbaşkanı adayı ile bulunduğumuz şehirde en çok oy alacak muhalefet partisi ve ittifakına oy vermek en akılcı tutumdur. Bu seçimde duygularımız değil matematiği devreye koyarak stratejik aklımızı kullanacağız güzel dostum. Birbirimizin öğrencisi ve öğretmeni olmak zorundayız.
*
Sözümüzü Ustamız Hasan Hüseyin Korkmazgil ile bitirelim.
Dostum, dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe
Dr. Mustafa Torun